Söyleşiyi Hazırlayan Nilüfer Hanımın Blogu
BURADA
Öncelikle kendinizi biraz tanıtır mısınız?
37 yaşında,
İzmirli, üç erkek çocuk annesi bir bayanım. Doğayı, az şeye ihtiyaç duymayı,
okumayı, öğrenmeyi, sadeliği, tasarrufu (her konuda),ü retmeyi, sağlıklı
besle(n)meyi, zeka oyunlarını, güzel yazı yazmayı (buna doğuştan
yetenekliyim,hele kamış kalemle döktürürüm), çat kapı yapabileceğim
arkadaşlıkları, dürüstlüğü, hoşgörüyü, samimiyeti çok seviyorum. Hepsini
bulabiliyor muyum? Tabii ki hayır. Hepsini yapabiliyor muyum? Elimden geldiği
kadar. Dedikodudan ve boş durmaktan nefret ederim.
Üniversite yada herhangi bir şekilde mesleki bir eğitim aldınız mı? Aldıysanız mesleğinizi
Evet.. Pamukkale
Üniversitesi,eğitim fakültesi,sınıf öğretmenliği mezunuyum. On bir yıllık
öğretmenim. Ancak her bebeğimde bir yıllık ücretsiz izin aldığım için aktif
olarak sekiz yıl çalıştım.Şu an yine
ücretsiz doğum iznindeyim.
O klişe sözü
söyleyeceğim. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek.Herkesin harcı
değildir.(Zamanımızda her ne kadar basitmiş gibi görünse de!) Ben de
öğrenmeyi,öğretmeyi ve paylaşmayı çok seven bir insanım. Ancak idealimdeki
mesleği yaptığımı söyleyemeyeceğim. Çünkü her türlü el sanatına,zanaatlere
hayranım. Ben bu işlerin insanıyım.Ülkemizdeki pek çok insan gibi sistem
kurbanıyım. İsteyerek seçtim mesleğimi. Ancak benim mutlu olacağım işin bu
olmadığını sonradan anladım. Yönlendiren olmadığı için. Allah kısmet ederse
ideallerimi gerçekleştireceğim, inşallah. Yani öğretmenliğe devam etmeyi
düşünmüyorum.
El işi bir şeyler yapmaya ne zaman başladınız? Size bu konuda ilham olan bir kişi var mı yaşamınızda? İlk yaptığınız çalışmayı hatırlıyor musunuz? Neydi, kime yapmıştınız? Sonucu size ne hissettirmişti?
Benim çocukluk
zamanlarımda kızlar biraz büyüdümü ellerine şiş, tığ, iğne-iplik vs.
tutuşturulurdu hemen. Ben zaten doğuştan meraklıydım. Annemin kafasını
şişirmiştim daha okula başlamadan bana tığ işi öğretmesi için. Tabi önce zincir
çektiriyordu annem uzun uzun. Bu şekilde
öğrenmeye başladım. Beşinci sınıfa
giderken tığımı ipimi okula götürüp teneffüslerde annemin başladığı bir örtüyü
örüyordum. Bitirdiğim ilk iş oydu. Şimdi
onu banyomda etajerin önünde büyük bir zevkle
kullanıyorum.
Yaptığınız el işi çalışmaları size ne kazandırıyor? ( Zaman değerlendirme, kendi kendine duyulan haz, başkalarinin beğenmesinden kaynakli haz vs.)
Bir kere bu işin
eğitici yanı çok iyi. (Eğitimciyiz ya kanımızda var). Ben bir öğretmen olarak
her türlü elişinin, sanatın, zanaatin insanı daha iyi geliştirdiğine inanıyorum.
Çünkü içinde matematik, fizik,estetik, geometri, vs. vs. gibi pek çok unsuru
barındırıyor. Artı insan bunu isteyerek yaptığı için daha etkili oluyor. Hem
öğren, hem eğlen, hem üret.
Asla boş boş
oturamam. Mutlaka bir şeyler üretmeliyim. Yoksa çatlarım
herhalde.
Bloğunuzu kısaca tanıtır mısınız?
Adının neden 40
Tilki olduğunu anlatayım. Ben çok sessiz görünürüm. Fakat kafamda aynı anda kırk
tilki dolaşır hiçbirinin kuyruğu birbirine değmez. (Tipik ikizler burcu.Ama
sessizlik nerden bilmiyorum.) Kırk çeşit iş olur elimde. İşte o işleri
paylaşıyorum bloğumda.Ş imdilik böyle.
Kendiniz blog yazmadan önce izlediğiniz bloglar var mıydı?
Bloglar yeni
kurulmaya başladığından beri severek ve ilgiyle takip ediyorum. Hemen hemen
ulaşabildiğim tüm blogları takip ediyorum.(tabi ilgi alanıma
girenleri.)
Blog yazmaya başlamaktaki amacınız neydi? Amacınıza ulaştınız mı? Amacınız da değişim oldu mu?
Bugüne kadar
elişine meraklı arkadaşım pek olmadı.Bu yüzden bu konuyla ilgili paylaşımlarda
bulunamıyorum çevremle. (Malum altının kıymetini sarraf bilir.) “Neden olmasın?” Deyip sıvadım kolları. Tabi
çalışan bir bayan olunca birden ev hanımlığına geçiş sancılı oluyor. O boşluğu
da doldurmaya çalışıyorum sanırım. Bir de sekiz yaşında, beş yaşında ve altı
buçuk aylık üç oğlum var.Sağ olsunlar çok hareketliler. Blog bu koşuşturmada
benim için terapi oluyor.
Diğer blogları izlemeye vakit ayırır mısınız? Yorum bırakır mısınız? Sizi izleyenleri mi sizde izlersiniz yoksa sizi izleyip izlemediklerine bakmaksızın sadece kendi beğendiğiniz blogları mı izlersiniz?
Evet hem de çok.
Tabi uykumdan kısarak. Yorum bırakmaya çalışıyorum. Kendi bloğum olduğundan beri
yorum almanın ne sevindirici bir şey olduğunu daha iyi anladım. Beni izleyen
herkesi mutlaka izleme listeme alırım. Ancak beni izlemediği halde benim
izlediğim bloglar da var.Fakat sanırım daha sonra o izleme listelerimi de
beğenime göre elden geçireceğim.
Ne tür bloglar en çok ilginizi çeker? Bloglarda en çok resimlere mi bakarsınız yoksa yazılanları okumak ta ilginizi çeker mi?
İnsanlara faydalı
olan blogları daha çok seviyorum. Kendi mahremiyetini ortaya döken blogları
izlemiyorum. Çünkü bana bir faydası yok. İlgilenmem öyle şeylerle. Yazıları da
okurum mutlaka. Fikir alışverişi çok güzel bir şey. Çünkü akıl akıldan üstündür.
Birinin düşünemediğini diğeri düşünür. Böylece daha güzel işler çıkar ortaya.
Herşeyin faydalı bir amacı olmalı.Brezilyalı hanımların bloglarına ve Amerika’da
yaşayan Türk bloggerların bloglarına ayrı bir merakım
var.
Blog haricinde diğer sosyal ağlarda da etkinliğiniz var mı? (facebook, twitter gibi)
Facebook hesabım
var. Orda da aynı. Faydalılık esastır benim için.
Standart bir gününüz nasıl geçer?
Bebeğim olduğu
için günlerimiz pek standart geçmiyor. Şöyle söyleyeyim. Sabah oluyor akşam
oluyor. Anlatabildim mi?
Eklemek isteyebileceğiniz başka bir şey var mı?
Yine eğitimci
yönümle konuşacağım. Her insanın özellikle çocukların hobileri olmalıdır. Bu
hayatın gerilimini alır ve insanlar daha mutlu ve üretken olurlar. Ne olur
çocuklarımızı bu yönde destekleyelim. Ders çalış ders çalış takıntısından
kurtulalım artık. emin olun bu şekilde daha başarılı
oluyorlar.
Ayyy çok ciddi bir röportaj oldu sanırım. Ne yapayım? Ben bir ikizler burcu kadınıyım. Ne zaman hangi kişiliğimin konuşacağı belli olmuyor. Herkese sevgiler. Soruları hazırlayan Nilüfer Hanım’a ve bu etkinliği başlatan Ülkü Hanım’a çok teşekkür ederim.
1 yorum:
sevgili nilüfer sayesinde seni tanımak ne güzel oldu..blogunu şimdiye kadar keşfedemediğim için üzgünüm :( ama bundan sonra bir şey kaçıracağımı sanmam :))
Yorum Gönder